İlişkiler duygularımızı, büyümemizi ve mutluluğumuzu etkileyen hayatımızın ayrılmaz bir parçasıdır. Ancak kişilerarası iletişim kolay bir şey değildir. Gereksiz sıkıntı ve çatışmalardan kaçınmak için bazı temel prensip ve becerilere hakim olmamızı gerektirir. Bu makalede, kişilerarası becerilerinizi ve seviyenizi geliştirmenize yardımcı olmayı umarak, kişilerarası ilişkilerin 20 kuralını sizinle paylaşacağım.
**Madde 1: Kişilerarası iletişimin temel dayanağı, iki kişinin öz değerinin eşit olması, en azından birbirinden çok uzak olmamasıdır. **
Bu, insan ilişkilerinin en temel ve önemli yasasıdır. Eğer iki kişinin öz değeri çok farklıysa, o zaman aralarındaki etkileşim dengesiz olacak ve bir tarafın depresif veya aşağılık hissetmesine, diğer tarafın ise gururlu veya küçümseyici hissetmesine neden olacaktır. Böyle bir ilişki ne sağlıklıdır, ne de uzun ömürlüdür. Bu nedenle başkalarıyla etkileşime geçmeden önce öncelikle kendimizin ve karşımızdaki kişinin değerini anlamalı, sonra da bize benzeyen veya benzeyen kişileri arkadaş veya partner olarak seçmeliyiz.
**Madde 2: Özel durumlar olmadığı sürece başkalarına tavsiye verme girişiminde bulunmayın. **
Çoğu zaman bir şeyi diğerlerinden daha iyi bildiğimizi veya başkalarına rehberlik etme ve yardım etme konusunda daha nitelikli olduğumuzu hissederiz. Ancak bu fikir çoğunlukla kendi bilgi ve deneyimimize dayanır ve diğer insanların durumlarına ve ihtiyaçlarına mutlaka uygulanmayabilir. Başkalarına rızaları veya talepleri olmadan proaktif olarak tavsiyelerde bulunursak, diğer kişi tarafından kızabilir veya reddedilebiliriz, hatta düşmanlığa veya yanlış anlaşılmaya neden olabiliriz. Bu nedenle, çoğu durumda alçakgönüllü ve saygılı kalmalı ve görüşlerimizi ve fikirlerimizi yalnızca başkaları aktif olarak görüş veya önerilerimizi aradığında belirtmeliyiz.
**Madde 3: Sizden daha yüksek rütbeli biri size tavsiye vermek isterse, lütfen öğrenme yeteneğinizi ve uygulama yeteneğinizi tam olarak gösterin ve zamanında geri bildirim verdiğinizden emin olun. **
Kişilerarası iletişimde bazen bizden daha yetenekli, daha deneyimli, daha bilgili, daha statülü ve daha nüfuzlu insanlarla karşılaşırız. Bu insanlar bizim için çok değerli kaynaklar ve fırsatlardır. Bize birçok yararlı bilgi, bilgi, beceri, yöntem, öneri vb. sağlayabilirler. Eğer bu insanlar bize öğretmeye veya yardım etmeye istekliyse, o zaman bu fırsatı öğrenme yeteneğimizi ve uygulama yeteneğimizi tam olarak göstermek için değerlendirmeliyiz ve zamanında geri bildirim vermeliyiz. Bunu yapmak hem bizim daha fazla fayda ve ilerleme elde etmemizi hem de karşı tarafın samimiyetimizi ve minnettarlığımızı hissetmesini sağlayacaktır.
**Madde 4: Hiç değişmek istemeyen birini değiştirmek için kendi gücünüzü kullanmaya çalışmak gibi çok fazla enerjinizi gerektiren ancak etkisi az olan şeyler yapmayın. **
Kişilerarası ilişkilerde bazen bizi tatmin etmeyen veya rahatsız eden insanlarla, örneğin kötü alışkanlıklara, kişiliklere, tutum ve davranışlara sahip kişilerle karşılaşırız. Daha iyi ya da beklentilerimize daha uygun hale getirmek için bunları değiştirmek isteyebiliriz. Ancak bu fikir çoğu zaman işe yaramaz çünkü birini değiştirmek çok zor ve enerji tüketir, özellikle de o kişi değişmek istemediğinde veya kendisinde bir sorun olduğunu düşünmediğinde. Dolayısıyla bu durumda bu faydasız girişimden vazgeçip onları kabul etmeyi veya onlardan uzak durmayı seçmeliyiz.
**Madde 5: İnsanların genellikle kendilerini anlama konusunda önyargıları vardır. Çevrenizdeki insanların, onlar aracılığıyla en gerçek benliği anlamalarına güvenmeniz önerilir, bu daha objektif ve doğru olacaktır. **
Kişilerarası ilişkilerde bazen kendimizi abartırız ya da küçümseriz. Bunun nedeni kendi duygularımızdan, psikolojimizden, deneyimlerimizden ve diğer faktörlerden etkilenmemizdir, bu da kendimizi doğru anlamamızı engeller. Bu tür kendini anlama önyargıları bize pek çok sıkıntı ve sıkıntı getirecek, örneğin bazı fırsatları veya zorlukları kaçırmamıza veya bazı zorluklara veya krizlere düşmemize neden olacaktır. Dolayısıyla bu durumda çevremizdeki daha fazla insanı onlar aracılığıyla gerçek benliğimizi anlamak için kullanmalıyız, bu da daha objektif ve doğru olacaktır. Elbette bizi gerçekten önemseyen, anlayan, destekleyen, bize saygı duyanları da referans olarak seçmeliyiz.
**Madde 6: Başkalarıyla iletişim kurarken ve iyi geçinirken, kendinize biraz hakim olmanız gerekir. Aşırı nezaket aslında bir tür pohpohlamadır. **
Kişilerarası ilişkilerde bazen bize hayranlık veya korku veren, örneğin bizden daha fazla otoriteye, statüye, yeteneğe, şöhrete ve zenginliğe sahip olan kişilerle karşılaşırız. Onlara karşı aşırı kibar ve alçakgönüllü olabiliriz, bunun onların bizi sevmesini, bizi takdir etmesini sağlayacağını düşünürüz. Ancak bu yaklaşım aslında bir nevi dalkavukluktur ve karşımızdaki kişiye güvenimizin ya da kişiliğimizin olmadığını hissettirecek, aynı zamanda karşımızdakinin gözündeki değerimizi ve statümüzü azaltacaktır. Dolayısıyla bu durumda uygun nezaket ve saygıyı korumalı, biraz da kendi üstünlük ve özelliklerimizi göstermeliyiz.
**Madde 7: Başkalarına mesaj gönderirken lütfen doğrudan konu hakkında konuşun. Başkalarına ‘Orada mısınız’, ‘Boş musunuz?’ gibi sahte kibar sözler göndermeyin ve başkalarının sizin amacınızı tahmin etmesine izin vermeyin. onun için. **
İlişkilerde bazen mesajlar aracılığıyla başkalarıyla iletişim kurar ve bağlantı kurarız. Ancak başkalarına mesaj göndermeden önce öncelikle karşımızdaki kişiyi bulma amacımızı ve niyetimizi net bir şekilde düşünmeli ve bunu doğrudan söylemeliyiz. Başkalarına ‘Orada mısın’ veya ‘Boş musun?’ gibi sahte kibar sözler göndermeyin. Bu, diğerlerinin sizin geciktiğinizi veya zaman harcadığınızı düşünmesine neden olacağı gibi, onu arama amacınızı da tahmin etmelerine neden olacaktır. Bunu yapmak yalnızca iletişimin verimliliğini ve kalitesini etkilemekle kalmayacak, aynı zamanda karşı tarafın sizin hakkınızdaki izlenimini ve duygularını da etkileyecektir.
**Madde 8: Bazı sonuçlar elde ettiyseniz veya bazı açılardan gerçekten diğerlerinden daha iyiyseniz, gösteriş yapmamayı unutmayın. **
İlişkilerde bazen bir şeyler başarırız veya bazı açılardan gerçekten diğerlerinden daha güçlü oluruz, bu da bizi gururlandırır ve tatmin eder. Ancak bu durumda güçlü yönlerimizi çok fazla gösterirsek veya başkalarının zayıf yönlerini küçümsersek, o zaman başkalarının da rahatsız olmasına veya kıskanmasına neden oluruz. Bunu yapmak yalnızca başkalarıyla olan ilişkilerimize zarar vermekle kalmaz, aynı zamanda kendi eksikliklerimizi ve zayıflıklarımızı da ortaya çıkarır. Bu nedenle, bu durumda alçakgönüllü ve sade kalmalı, başkalarının erdemlerine ve çabalarına saygı duymalı ve takdir etmeliyiz.
**Madde 9: Başkalarından tavsiye isterken öncelikle aklınızdaki fikir üzerinde düşünün veya doğrudan 123’ü sıralayarak kafa karışıklığını ve mevcut durumu açıkça ifade edin. **
İlişkilerde bazen başkalarından tavsiye veya yardım isteriz. Ancak başkalarından tavsiye isterken öncelikle aklımızdaki fikirleri düşünmeli veya doğrudan 123’ü sıralayarak kafa karışıklığını ve mevcut durumu açıkça ifade etmeliyiz. Başkalarına belirsiz, kafa karıştırıcı, düzensiz veya ilgisiz sorular sormayın. Bu, hazırlıklı olmadığınızı veya dikkatli düşünmediğinizi düşünmelerine neden olacağı gibi iletişimin zorluğunu ve süresini de artıracaktır. Bunu yapmak yalnızca sorun çözme verimliliğini ve kalitesini artırmakla kalmaz, aynı zamanda karşı tarafa profesyonelliğinizi ve saygınızı hissettirir.
**Madde 10: Başkalarını övmek, kişilerarası ilişkileri geliştirmenin en ucuz yoludur. **
Kişilerarası ilişkilerde bazen hayranlık duyduğumuz veya sevdiğimiz insanlarla, örneğin mükemmel niteliklere, yeteneklere, başarılara, görünüme, tarza vb. sahip olan kişilerle karşılaşırız. Bizi sevmelerini, bize yakınlaşmalarını sağlayacağını düşünerek iltifatlarımızı veya iltifatlarımızı onlara iletebiliriz. Ancak bu yaklaşım aslında çok etkili ve basit bir yoldur. Başkalarıyla aramızdaki güveni ve dostluğu artırabilir, aynı zamanda kendi imajımızı ve çekiciliğimizi de artırabilir. Dolayısıyla bu durumda başkalarını daha çok övmeliyiz ve övgü samimi, yerinde ve zamanında olmalıdır.
**Madde 11: Çoğu insan başkalarıyla sohbet ettikten sonra, sohbetin içeriğini hatırlamama olasılıkları yüksektir, ancak sohbetin deneyimini ve duygularını kesinlikle hatırlayacaklardır, bu nedenle sohbetin şeklini biraz değiştirmek önemlidir. sen konuş. **
Kişilerarası ilişkilerde bazen başkalarıyla sohbet ederiz ve bilgi, bilgi, fikir, hikaye vb. paylaşırız. Ancak başkalarıyla sohbet ettikten sonra çoğu kişi sohbetin içeriğini hatırlamayacaktır ancak sohbetin deneyimini ve duygularını kesinlikle hatırlayacaktır. Monoton, sıkıcı, soğuk, kaba, olumsuz vb. bir şekilde konuşursak, karşımızdaki kişi üzerinde kötü ya da rahatsız edici bir izlenim bırakacağımız gibi, karşımızdaki kişinin de bize karşı tutum ve duygularını etkileyecektir. Dolayısıyla bu durumda konuşmamızı daha ilginç, sıcak, kibar, olumlu vb. hale getirmek için konuşma şeklimizi biraz değiştirmeliyiz.
**Madde 12: İşyerindeyseniz, şirketin sorunlarını ve şikayetlerinizi meslektaşlarınıza şikayet etmeyin. Bu sözlerin patronunuzun kulağına ulaşma ihtimali yüksektir. **
İlişkilerde bazen kendimizi işyerinde buluruz ve iş arkadaşlarımızla iyi geçinir ve çalışırken buluruz. Ancak işyerindeyken sözlerimize ve eylemlerimize dikkat etmeli, şirketin sorunlarını ve şikayetlerinizi meslektaşlarımıza şikayet etmemeliyiz. Bu sözlerin patronunuzun kulağına ulaşma ihtimali yüksektir. Bunu yaparsak üstlerimiz üzerinde sadakatsiz, profesyonellikten uzak, işbirlikçi olmayan ve motivasyonsuz bir izlenim bırakacağız ve bu aynı zamanda şirketteki statümüzü ve geleceğimizi de etkileyecektir. Dolayısıyla bu durumda sessiz kalmalı veya konuyu değiştirmeli, sorunu çözmenin veya durumu iyileştirmenin yollarını bulmaya çalışmalıyız.
**Madde 13: Ne kadar meşgul olursanız olun, lütfen öğrenmeye, okumaya ve bilgilerinizi yenilemeye devam edin. **
Kişilerarası ilişkilerde bazen bizi hayran bırakan veya kıskandıran insanlarla karşılaşırız; örneğin, geniş bilgiye, derin içgörülere, benzersiz bakış açılarına, yeni fikirlere vb. sahip olan kişilerle. Seviyemizi geliştirebileceğini veya ufkumuzu genişletebileceğini düşünerek onlardan bir şeyler öğrenmek veya onlara yakınlaşmak isteyebiliriz. Ancak bu tür bir düşünme aslında çok fazla çaba ve zaman gerektirir, çünkü bu insanların böyle bir duruma ulaşabilmelerinin nedeni öğrenmeye, okumaya devam etmeleri ve kendi bilişlerini yinelemeye devam etmeleridir. Dolayısıyla bu durumda ne kadar meşgul olursak olalım öğrenmeye, okumaya devam etmeli, kendi bilgilerimizi tekrarlamaya devam etmeliyiz.
**Madde 14: Tutkuyla aşık olduğunuzda, diğer kişinin söylediği veya vaat ettiği hiçbir şeye kolayca inanmayın. Tutku azaldığında samimi olursunuz. **
İlişkilerde bazen bize hayranlık uyandıran veya aşık olmamızı sağlayan, örneğin çekici görünüme, kişiliğe, tarza vb. sahip insanlarla karşılaşırız. Onlara olan sevgimizi veya bağlılığımızı ifade edebiliriz ve söylediklerine ve bize verdikleri sözlere inanabiliriz. Ancak bu fikir aslında çok tehlikeli ve naiftir, çünkü aşık olduğunda insanlar çoğu zaman tutku ve dürtülerden etkilenirler, doğru olmayan veya sorumsuz bazı sözler ve sözler söylerler. Tutku kaybolunca samimiyet ortaya çıkar. Bu nedenle bu durumda mantıklı ve ayık kalmalı, kendimize ve karşımızdakine olan sevgimizi kanıtlamak için söz yerine eylemler kullanmalıyız.
**Madde 15: İnsan doğasının iyiliğine karşı Budist bir tutuma sahip olun. En iyisine sahipseniz sorun değil, ama yoksa da sorun değil. Aksi takdirde kesinlikle hayal kırıklığına uğrayacaksınız. .
İnsan doğasının kötülüğünü hafife almayın. Başkalarının sayısız kötü niyetleriyle karşılaşabilirsiniz. Herkes çıkarlar için yarışırken kimse sizi umursayabilir, hatta çıkarlarınıza tecavüz etmeniz bile normaldir. **
Kişilerarası ilişkilerde bazen iyi kalpli, salih amelli, dürüst sözlü, vefalı duygulu, vb. gibi bizi ısıtan veya duygulandıran insanlarla karşılaşırız. Onlara minnettarlığımızı veya güvenimizi ifade edebilir ve bize her zaman iyi davranmalarını veya bizimle kalmalarını bekleyebiliriz. Ancak bu fikir aslında çok idealist ve pek gerçekçi değildir, çünkü bu dünyada insan doğasının nezaketi çok kıt ve kırılgandır, dış dünyadan kolaylıkla etkilenir ve değişir, kalıcı ve kalıcı olmayabilir. Bu nedenle, bu durumda, insan doğasının iyiliğine karşı Budist bir tutuma sahip olmalıyız. En iyiye sahip olmak ve ona sahip olmamak sorun değil. Aksi takdirde kesinlikle hayal kırıklığına uğrayacağız.
Benzer şekilde kişilerarası ilişkilerde de bazen bencil kalpli, kötü niyetli, ikiyüzlü sözlü, ihanetli vb. gibi bizi kayıtsız bırakan veya kıran insanlarla karşılaşırız. Onlara karşı öfkemizi ya da tiksintimizi ifade edebilir, yollarını değiştirmelerini ya da bizi terk etmelerini umut edebiliriz. Ancak bu fikir aslında çok naif ve çok tehlikelidir, çünkü bu dünyada insan doğasının kötülüğü çok yaygın ve güçlüdür ve çoğu zaman insanların kalplerinde hakim bir konuma sahiptir ve ortadan kaldırılması ve değiştirilmesi kolay değildir. Dolayısıyla bu durumda insan doğasının kötülüğünü hafife almamak gerekir. Herkes çıkarlar için yarışırken, kimsenin size sahip çıkmaması, hatta çıkarlarınıza tecavüz edememesi de normaldir.
**Madde 16: Gördüğümüz siyah beyaz doğru ve yanlış aslında yalnızca öznel bilincimizde mevcuttur, bu nedenle doğru ve yanlışı mümkün olduğunca az yargılamaya çalışın. **
Kişilerarası ilişkilerde bazen değerlerimizle, ahlakımızla, estetiğimizle uyumlu veya aykırı şeyler gibi bizi aynı fikirde veya anlaşmazlığa düşüren şeylerle karşılaşırız. Bunlara desteğimizi ya da karşıtlığımızı ifade edebilir, bunların doğru ya da yanlış, iyi ya da kötü, güzel ya da çirkin vb. olduğunu düşünebiliriz. Ancak bu fikir aslında oldukça subjektif ve tek taraflıdır, çünkü bu dünyada doğruyu ve yanlışı yargılamak için mutlak ve birleşik bir standart yoktur. Farklı insanlar farklı görüş ve konumlara sahiptir ve hepsinin kendi makul ve birleşik standartları vardır. Yasal nedenler ve deliller. Dolayısıyla bu durumda doğruyu ve yanlışı mümkün olduğunca az yargılamaya çalışmalı, diğer insanların tercihlerine ve kararlarına saygı duymalı ve onları anlamalıyız.
**Madde 17: Başkalarıyla iletişim kurarken, en güçlü ivmeye sahip olan kişinin, mantığı en doğru olmasa bile diğer kişiyi ikna etmesi genellikle daha kolaydır. **
Kişilerarası ilişkilerde bazen başkalarıyla, örneğin çıkarlar, güç, inançlar vb. ile ilgili anlaşmazlıklar veya tartışmalar yaşarız. Karşımızdaki kişiyi kendi gerekçelerimiz ve delillerimizle ikna etmeye çalışabilir, karşı tarafın da bizi kabul edeceğini veya bizimle aynı fikirde olacağını umabiliriz. Ancak bu fikrin hayata geçirilmesi aslında çok zor ve pek gerçekçi değil çünkü başkalarıyla iletişim kurarken, en güçlü ivmeye sahip kişinin, mantığı en doğru olmasa bile diğer kişiyi ikna etmesi çoğu zaman daha kolay olur. Çünkü en güçlü momentuma sahip olan kişi, karşıdaki kişide psikolojik baskı veya korku hissi yaratacağı gibi, karşıdaki kişinin duygularını ve muhakemesini de etkileyecektir. Dolayısıyla bu durumda momentumumuza ve tavrımıza dikkat etmeli, sakin ve kendinden emin kalmaya çalışmalıyız.
**Madde 18: Herkesin kendi kişiliğinin yansıtıcı bir yanı olacaktır, bu nedenle birinin çok soğuk olduğunu görürseniz ona yaklaşmaya cesaret etmeyin. **
Kişilerarası ilişkilerde bazen bize hayranlık veya korku veren, örneğin soğukluk, güçlülük, ciddiyet, gizem vb. karakter özelliklerine sahip kişilerle karşılaşırız. Kendimizi onlardan uzak veya mesafeli hissedebiliriz ve onların başkalarından hoşlanmadıklarını veya onlarla etkileşime girme ihtiyacı duymadıklarını varsayabiliriz. Ancak bu fikir aslında çok tek taraflıdır ve çok yanlış anlaşılmıştır, çünkü herkesin kendi kişiliğinin bir yansıması olacaktır, bu yüzden birinin soğuk olduğunu görürseniz ona yaklaşmaya cesaret etmeyin. O o kadar da soğuk olmayabilir. Çünkü mesafeli olma gibi kişilik özellikleri, kişinin bütünlüğünü veya özünü temsil etmediği gibi, aynı zamanda bir kendini koruma veya çevreye uyum sağlama yolu da olabilir. Dolayısıyla bu durumda bir kişi hakkında daha fazla bilgi sahibi olmalı, onunla iletişime geçmeli ve onun arkasında saklı olan diğer tarafı keşfetmeliyiz.
**Madde 19: Kişilerarası ilişkilerde sezgileriniz aslında çok doğrudur. Bu her ilişki için geçerlidir. **
Kişilerarası ilişkilerde bazen bizi rahatlatan ya da rahatsız eden, uyum, neşe, nezaket, samimiyet vb. bir atmosfere sahip olan ya da gergin, depresif, kayıtsız, ikiyüzlü vb. kişilerle karşılaşırız. insanlar. Bu insanlara karşı hoşlandığımız veya hoşlanmadığımız şeyleri ifade edebiliriz ve onların karakter ve niteliklerini yargılamak için sezgilerimize güvenebiliriz. Ancak bu fikir aslında çok doğru ve çok güvenilir çünkü kişilerarası ilişkilerde sezgileriniz aslında çok doğru ve bu her ilişki için geçerli. Bunun nedeni, sezginin deneyimlerimize, bilgimize, duygularımıza ve diğer faktörlere dayanan hızlı ve bilinçsiz bir karar olmasıdır. Bazı ince ve belirsiz sinyalleri yakalamamıza yardımcı olabilir ve aynı zamanda bir kişi hakkındaki gerçek duygularımızı ve duygularımızı da yansıtabilir. Dolayısıyla bu durumda sezgilerimize güvenmeli, onları dinlemeliyiz ve ilişkilerimizi buna göre seçip sürdürmeliyiz.
**Madde 20: Eğer bir kişi her zaman akıllı gibi davranmayı seviyorsa, bu kişi muhtemelen pek akıllı değildir; eğer bir kişi her zaman akıllı gibi davranmayı seviyorsa, bu kişi büyük ihtimalle kaybedendir. **
Kişilerarası ilişkilerde bazen bizi sıkan veya alaycı hissettiren insanlarla karşılaşırız, örneğin her zaman akıllı gibi davranmayı seven veya havalı gibi davranmayı seven insanlarla karşılaşırız. Bilgilerini veya yeteneklerini göstermek için bazı karmaşık, ezoterik, üst düzey, profesyonel vb. kelime veya kavramları kullanabilir ve başkalarının kendilerine hayran olmasını veya tapınmasını bekleyebilirler. Ancak bu fikir aslında çok aptalca ve gülünç, çünkü eğer bir kişi her zaman akıllı gibi davranmayı seviyorsa, bu kişi muhtemelen çok da akıllı değildir; eğer bir kişi her zaman akıllı gibi davranmayı seviyorsa, bu kişi muhtemelen kötü bir adamdır. Bunun nedeni, gerçekten akıllı veya harika insanların kendilerini bu şekilde kanıtlamalarına veya başkalarını etkilemelerine gerek olmamasıdır. Onlar, gerçek eylemlerini ve sonuçlarını, değerlerini ve çekiciliğini göstermek için kullanacaklar ve aynı zamanda alçakgönüllülüğünü ve gösterişsizliğini de kullanacaklar. başkalarının saygısını ve güvenini kazanın. Dolayısıyla bu durumda bu kişilere karşı sakin ve küçümseyici bir tavır sergilemeli ve onlardan uzak durmalıyız.
Yukarıdaki kişilerarası ilişkilerde bilmeniz gereken 20 kuraldır. Umarım yardımcı olur.
Bu makaleye bağlantı: https://m.psyctest.cn/article/PkdVWeGp/
Orijinal makalenin yeniden basılması durumunda lütfen bu bağlantıda yazarını ve kaynağını belirtiniz.