Karar verme, ister işte ister yaşamda her gün karşılaştığımız bir sorundur, çeşitli seçenekler arasından en uygun kararı vermemiz gerekir. Ancak karar vermek kolay bir iş değildir. Birçok kişi karar verirken zorluklarla ve zorluklarla karşılaşacak, hatta yanlış kararların bedelini ağır ödeyecektir. Peki nasıl iyi bir karar verici olursunuz? Burada size ilham vermeyi ve yardımcı olmayı umarak 10 karar verme ilkesini sizinle paylaşıyorum.
- Asimetrik Getiri: İyi kararların tümü ‘asimetrik getiri’ özelliğine sahiptir, yani yanlış kararlardan kaynaklanan sorun ve risklerin bir alt sınırı vardır, ancak alınan kararların getireceği faydaların bir üst sınırı yoktur. doğru kararlar. Bu tür kararlar, sınırlı kaynaklar ve bilgilerle faydalarımızı ve potansiyelimizi en üst düzeye çıkarmamıza olanak tanır. Örneğin, bazı yenilikçi ve yıkıcı projelere veya şirketlere yatırım yapmak başarısız olabilir, ancak başarılı olurlarsa büyük getiriler elde edersiniz.
- Hız ve kalite: Geri döndürülebilirliği düşük olan büyük kararlar mümkün olduğunca fazla bilgi toplanmalı ve dikkatli bir şekilde alınmalıdır; çok önemli olmayan küçük kararlar hızlı bir şekilde alınmalıdır. Gecikmekten ziyade hata. Bu, aşırı analizin neden olduğu erteleme ve kaçırılan fırsatların yanı sıra, tedbirsizliğin neden olduğu pişmanlık ve kayıpların da önüne geçebilir. Örneğin, bir kariyer veya bir partner seçmek, geri döndürülebilirliği düşük olan büyük bir karardır ve bu, dikkate alınması daha fazla zaman ve enerji gerektirir; bir kıyafet veya restoran seçimi ise, buna göre alınabilecek küçük, daha az önemli bir karardır; sezgiyle veya bunu yapmayı seviyorum.
- Önleme: En iyi karar vericiler, her zaman ölüm kalım meselesine karar verenler değil, kendilerini bu durumun içine asla sokmayanlardır. Tıpkı ‘İyi bir dövüşçünün büyük başarıları olmaz’ gibi, daha önce sayısız doğru küçük kararlar vererek ilerlerler. Önceden planlayarak, tahmin ederek, tepki vererek ve uyum sağlayarak krizlere veya zorluklara düşmekten kaçınırlar. Mesela ekonomik kriz gelmeden önce zaten rezerv, dönüşüm, iş birliği gibi tedbirleri aldık, bu yüzden pasif kalmayacağız, başımızı belaya sokmayacağız.
- Kazanma ihtimali: En iyi kararın özü, ‘önce kazanmak ve sonra mücadele etmektir’. Sonuç, alındığı anda zaten bilinir. Şansa veya tahmine dayalı olarak değil, verilere, analizlere, mantığa, deneyime vb. dayanarak karar verirler. Bir karar vermeden önce çeşitli olasılıkları ve sonuçları değerlendirip kendileri ve aileleri için en iyi seçeneği seçiyorlar. Örneğin bir ev satın almadan önce zaten evin konumunu, fiyatını, kredisini vb. çeşitli yönlerini incelemiş, ihtiyaçlarınıza ve bütçenize en uygun evi seçmişsinizdir.
- Dayanıklılık: Bir kararın radikal mi yoksa muhafazakar mı olduğu, kararın içeriğinde değil, onun getirdiği en kötü sonuçlara katlanıp katlanamayacağınızda yatmaktadır. En kötü sonuca katlanabiliyorsanız daha radikal kararlar verebilirsiniz; en kötü sonuca katlanamıyorsanız daha muhafazakar kararlar vermelisiniz. Örneğin, yeterli paranız ve güveniniz varsa, o zaman bir iş kurma veya iş değiştirme riskini alabilirsiniz; eğer yeterli paranız ve güveniniz yoksa, o zaman mevcut işinizi veya gelirinizi güvenli bir şekilde sürdürmeniz gerekir.
- Olasılık: Bir kararın kalitesi belirli bir sonuca bağlı değildir. Tek bir sonucun kalitesi, kararın kalitesinin yalnızca olasılıksal bir ifadesidir. İyi bir karar kaza veya müdahale nedeniyle başarısız olabilir; kötü bir karar ise şans veya tesadüf nedeniyle başarıya yol açabilir. Ancak bu, kararların kalitesini göz ardı edebileceğimiz anlamına gelmez; kararlara uzun vadeli ve büyük resim perspektifinden bakabiliriz. Örneğin kumar kötü bir karardır. Her ne kadar para kazansanız da, olasılık perspektifinden bakıldığında eninde sonunda para kaybedersiniz.
- Basitleştirin: Daha fazla karar vermenizi gerektiren daha az karar vermek en iyisidir. Aldığınız her ek karar, yanlış karar verme olasılığınızı artırır. Hayatımızı ve işimizi basitleştirmeye çalışmalı, gereksiz seçimleri ve değişkenleri azaltmalıyız. Kurallar, alışkanlıklar, süreçler vb. oluşturarak almamız gereken kararların sayısını azaltabiliriz. Örneğin ne giyeceğimizi, ne yiyeceğimizi, her sabah ne yapacağımızı vs. ayarlayabiliriz, böylece her gün bu kararları tekrar vermek zorunda kalmayız.
- Kabul Et: Zor bir kararla uğraşırken en önemli şey, mükemmel bir seçim yapmanın kaderinizde olmadığını kabul etmektir. Aksi takdirde karar, tanımı gereği bir ikilem değildir. Bir karar verme ikilemiyle karşılaştığımızda, hem kendimizi hem de başkalarını tatmin edecek bir çözüm bulmayı umarak çoğu zaman karmaşaya ve tereddüte düşeriz. Ancak bu tür çözümler çoğu zaman mevcut değildir veya çok pahalıdır. İkilemin kendisinin başka bir şey kazanmak için bir şeyden vazgeçmemiz gerektiği anlamına geldiğini anlamalıyız. Örneğin, kariyer ve aileyi dengelemek tipik bir ikilemdir.
- Devir: İyi karar vericiler, vermeleri gerekmeyen tüm kararları başkalarına devreder ve onların daha iyi bir karar verici olmalarına yardımcı olur. Kendilerini her şeye gücü yeten ya da her şeye gücü yeten insanlar olarak değil, bir koordinatör ya da rehber olarak görecekler. Kendilerinin ve başkalarının güçlü ve zayıf yönlerine göre uygun görev ve sorumluluklar atarlar. Başkalarına yeterince güven ve destek verecek ve zamanında geri bildirim ve önerilerde bulunacaklardır. Örneğin, bir ekibi veya aileyi yönetirken yetki devretmeyi ve devretmeyi öğrenmeniz gerekir.
- Bekle: Aralarından seçim yapabileceğiniz iyi kararlar olmadığında, karar veremezsiniz ve sonra sessizce iyi bir karar verme fırsatını beklersiniz. Bazen belirgin bir avantajı ya da dezavantajı olmayan ya da karar vermek için yeterli bilgi ve şartlara sahip olmadığımız kararlarla karşılaşırız. Şu anda karar vermek için acele etmemize gerek yok, ancak kararı ertelemeyi ve daha iyi zamanları ve fırsatları beklemeyi seçebiliriz. Bu, körlük veya dürtüsellik nedeniyle yanlış kararlar vermenizi önleyebilir ve ayrıca kendinize düşünmek ve hazırlanmak için daha fazla zaman tanıyabilir. Örneğin, bir kariyer değişikliğiyle karşı karşıya kaldığınızda veya bir iş kurduğunuzda, öncelikle pazardaki ve sektördeki değişiklikleri gözlemleyebilir, daha uygun fırsatlar ve ortaklar arayabilirsiniz.
Yukarıdakiler sizin için sunduğum 10 karar verme ilkesidir, umarım size ilham verebilir ve yardımcı olabilirler.
Bu makaleye bağlantı: https://m.psyctest.cn/article/7yxPVKGE/
Orijinal makalenin yeniden basılması durumunda lütfen bu bağlantıda yazarını ve kaynağını belirtiniz.